Tuna kıyısında bir gün...

 
Tuna kıyısında bir gün... Tuna kıyısında bir gün...

Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Ludwig’in kalıtı. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Her şey tablo gibi. Sağ, sol eski yapı. Regensburg’da. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. . Heybetli ve gururlu duruyor. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. . Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Orada bir heykel. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Kendine vadiler açıyor. Yamaçlarda üzüm bağları. Hepsi de küçük ve sevimli. . Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Sislerin ardında güneş. . Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. 18. Tepede bir tapınak. Büyük bir Yunan tapınağı. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Sislerin ardından güneş çıkıyor. ",. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Biraz ileride büyükçe bir alan. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında.

Tuna kıyısında bir gün...

Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Kendine vadiler açıyor. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. . Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Heybetli ve gururlu duruyor. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Ludwig’in kalıtı. Yamaçlarda üzüm bağları. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Sağ, sol eski yapı. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. . 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Biraz ileride büyükçe bir alan. Her şey tablo gibi. Tepede bir tapınak. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. . Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Büyük bir Yunan tapınağı. Orada bir heykel. Sislerin ardında güneş. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. ",. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. . Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Çevresine hiç uymayan bir yapı. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. 18. Hepsi de küçük ve sevimli. Regensburg’da. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Sislerin ardından güneş çıkıyor.